THE SILENT WAY

Tanım :


Audio-Lingual Metodu ile öğrenciler dilleri öğrenseler bile sınıfta oluşturdukları alışkanlıkları asıl iletişim ortamı olan dış dünyaya taşıyamayabilirler. Dahası, bir dil öğrenmenin bir seri alışkanlıklar oluşturmakla mümkün olacağı fikrine 1960larda karşı çıkıldı. Noam Chomsky’a göre dil kazanma alışkanlıklar yaratılarak oluşmaz çünklü insanlar daha önce hiç duymadıkları ifadeleri de anlayabilirler ve yaratabilirler. Dil bir alışkanlık ürünü olarak değil de bir dilin kurallarını kendi kendine düşünerek keşfedecekleri şekilde öğrencilere verilmelidir.

İnsan kavramının (human cognition) önemi Kavramsal Yaklaşımı (Cognitive Approach) oluşturdu. Bu yaklaşıma göre öğrenciler kendi öğrenimlerinin sorumluluğunu alarak daha aktif olmalı, hedef dilin kurallarını kendileri keşfetmeliydiler. Hatalar kaçınılmaz (inevitable) görülür ve öğrencinin kuralları keşfetme sürecinde olduğunun işaretidir. 1970lerin başlarında bu yeni Kavramsal Yaklaşımı dil öğretme ve materyal geliştirme sürecine uygulamada çalışmalar oldu. Bu çalışmalar hem deductive (öğrencilere kurallar verilir ve uymaları istenir) hem de inductive (öğrenciler kuralları örneklerden keşfederler) dil bilgisi uygulamalarında olmuştur. Yinede bu yaklaşımı tam anlamıyla baz alan bir metot oluşturulamamıştır.

Caleb Gattegno’nun Silent Way Metodu doğrudan Kavramsal Yaklaşımdan gelmemekle (stem) beraber onunla ortak prensipleri vardır. Örneğin Silent Way Metodunun en temel prensibi “Öğretme, öğrenmenin emri altına girmelidir” (Teaching should be subordinated to learning). Yani Gattegno’ya göre öğretme süreci öğrenme sürecine hizmet etmeli, onu yönetmemelidir. Gattegno dil öğrenme sürecini bebeklerin ve çocukların öğreniminden çıkarımlar yaparak ele almıştır. Ona göre öğrenme kendi içsel kaynaklarımızı harekete geçirerek kendi kendimize başlattığımız (initiate) bir gelişimdir. Öğrenme sürecimiz boyunca yeni olarak ne yaratırsak yaratalım onu daha ileriki öğrenmelerimiz için bir basamak olarak kullanırız.

Bu metodu daha iyi anlamak için Brezilya’daki bir lisede 24 öğrencilik sınıfı gözlemleyelim. Sınıf günde iki saat, haftada 3 gün bir araya gelmektedir.

Gözlem ve Prensipler :

1. Öğretmen bir şey söylemeden 5 renk bloğunu işaret eder. Bu renkler Portekizce’deki 5 sesli harfe en yakın sesleri ima eder.

Öğretmen, öğrencilerin zaten bildikleri şeylerle başlamalıdır. Öğrenciler öğrendikçe bilinmeyene ilerlerler. Diller bazı ses ve yapıları paylaşabilirler.

2. Öğretmen tekrar renk bloklarını işaret eder. Kimse ses çıkarmayınca ilk rengi gösterip /a/ sesini çıkarır. Sonra diğer sesleri işaret etmesiyle öğrenciler /e/, /i/, /o/, /u/ seslerini çıkartırlar.

Öğretmen sadece gerekli olduğunda yardım etmelidir. Öğrenciler zekalarını kullanarak dil öğrenme deneyimlerini kendileri bulabilirler.

3. Öğretmen yeni sesleri örnek olarak seslendirmez. Bazen öğrencilere Portekizce sesleri nasıl değiştireceklerini mimikleriyle veya el işaretleriyle gösterir.

Öğrenme bir modelden sonra tekrarlama değildir. Öğrenciler kendi doğrular değerlerini (iner criteria) geliştirmeli, hedef dilde kendi üretimlerine güvenmeli ve sorumluluğunu almalıdırlar.

4. Öğrenciler sırayla sesleri okurlar.

Öğrencilerin öğrenip öğrenmedikleri bu yolla anlaşılır.

5. Bir öğrenci diğerine Portekizce yardım eder.

Öğrenciler kendilerine ve birbirlerine güvenmelidirler.

6. Öğretmen işaretlerle, bazense anadillerinde, hedef dildeki sesi hatasız çıkarmaları için yardımcı olur.

Öğrenciler hedef dil ile çalışırken öğretmende öğrenciler ile çalışır.

7. Öğrenciler yeni sesleri birbirlerinin adlarının telaffuzundan yardım alarak öğrenirler.

Öğrenme için zaten bilinenler kullanılır. Öğretmen ne kadar az aktif olursa, öğrenciler kendileri için o kadar çok çalışacaklardır.

8 Öğretmen “rod” kelimesini işaret eder sonra 3 renk-ses bloğunu gösterir ve öğrenciler telaffuzu yaparlar : “rod”.

Öğrenme bilinen bir şeyi yeni içeriğe uygulamak şeklinde alınabilir.

9. Öğretmen “a” ve “rod” kelimelerini işaret eder.

Okuma en başta ele alınır ama öğrenciler ne söyleyeceklerini öğrenmiş olmalıdırlar.

10. Öğretmen sessizce oturmaktadır. Bir dakika sonra kız öğrencilerden biri kelimelerden birini gösterip telaffuzunu yapar “a rod”.

Burada sessizlik bir araçtır. Sessizlik öğrencilerin teşebbüslerini ve kendi kendine idarelerini (autonomy) besler Öğretmen dikkatin merkezi olmaktan çıkar böylelikle öğrencileri dinleyebilir ve onların üzerinde çalışabilir. Öğretme sadece zorunda kaldığında konuşur çünkü hedef dili kullanması gerekenler öğrencilerdir. Sessizlik öğrencilerin kendi kendilerini idarelerini ve kişisel teşebbüslerini sağlar.

11. Öğretmen belirli bir kelimeyi işaret ederek ve ardından ses-renk panosundan alakalı sesleri göstererek telaffuzu yapar : “a blue rod”.

Anlam bilgisi çeviri ile değil öğrencilerin algısına yoğunlaşarak sağlanır.

12. Bir öğrenci “ a pink rod” telaffuzunu yanlış yapar. Öğretmene bakar fakat öğretmen sessizdir, sonra diğer öğrencilere bakar.

Öğrenciler birbirlerinden öğrenebilirler, öğretmenin sessizliği grup çalışmasını destekler.

13. Öğrenci telaffuzu tekrar dener ve öğretmen bu sefer telaffuzu doğru olarak kabul eder.

Öğretmenin övgü veya eleştirileri öğrencilerin kendine güvenlerini azaltabilir. Öğretmenin hareketleri öğrencilerin kendi kendilerine gelişimini etkiler.

14. Bir öğrenci “a pink rod” telaffuzunda hata yapar. Hatalı bölümü öğretmen parmaklarını göstererek belirtir.

Hatalar öğrenmede gerekli ve önemlidirler. Hatalı kısım konunun anlaşılmadığı noktaları belli eder.

15. Hatalı kısmı belli ettikten sonra öğretmen, öğrencilerin bütün doğrulama çabası bitmeden doğru telaffuzu söylemez.

Öğrencilere kendi çabaları olmadan basit ve doğrudan cevap verilirse bunlar kalıcı olmaz.

16. Öğretmen ağzıyla doğru sesi gösterir ama seslendirmez.

Öğrenciler kendilerini dinlemeyi öğrenmelidirler.

17. Öğrencilerin telaffuzları aynı değil, bazıları daha başarılı ve İngilizce’ye daha yakın. Öğretmen ders ilerlemeden biraz daha ihtiyaç duyan öğrencilerle telaffuz çalışır.

Öğrencilerden mükemmellik değil gelişim beklenir. Öğrenme zaman alır ve öğrenciler faklı zamanlarda öğrenirler.

18. Öğretmen dikkatle dinler (attentively).

Öğretmenin sessizliği onu öğrenci davranışlarını gözlemeye daha da yaklaştırır.

19. Öğretmen bir kez “Take the green rod” der.

Öğretmenin sözlerini kaçırmamak için öğrenciler dikkatlerini öğretmende yoğunlaştırırlar. Dikkat öğrenmenin anahtarıdır.

20. Öğrenciler sırayla öğretmenin komutlarına uyarlar ve belirli renklerde çubukları alırlar.

Öğrencilere tekrar olmadan pratik yaptırılmalıdır.

21. Öğrenciler birleşik nesneler ile komutları çalışır.

Dilin elemanları mantığa göre öğrencilerin zaten bildiklerini genişleterek tanıtılır.

22. Öğrenciler sırayla kelime tablosundaki seçeneklerle cümleler oluştururlar.

Öğrenciler tercihler yaparak ve keşfederek kendi kendilerini idareyi öğrenirler.

23. Bazı öğrenciler basit, bazıları ise karmaşık komutları oluşturmayı tercih ederler.

Dil kendini ifade etmek içindir.

24. Öğretmen öğrencilere dersi nasıl bulduklarını sorar.

Öğretmen bu şekilde değerli bilgiler alabilir, bir sonra ne üzerinde çalışması gerektiğini anlayabilir. Öğrenciler kendi öğrenmelerinin sorumluluklarını nasıl kabul edeceklerini anlayabilir.

25. Ev ödevi verilmez.

Bazı öğrenimler uyku gibi doğaldır. Öğrenciler derste de doğal yolla öğrenirler.

26. İleriki derslerde öğrenciler farklı dil yapılarını öğrenecekler.

Dil biliminin özeti dil yapılarını kavramaktır.

27. Öğrenciler bu farklı yapıları kullanarak cümleler oluşturacaklar.

Yapılar çizgisel bir kalıpla düzenlenmez, yeniden ele alınır.

28. Öğrenciler öğrendikleri cümleleri yazma pratikleri yaparlar.

Okuma, Konuşma ve Yazma birbirini destekler

Prensipler :


1.”Silent Way” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?

-Öğrenciler dili kendilerini (hislerini, düşüncelerini, anlayışlarını) ifade edebilmek için kullanabilmelidirler.

-Bunu sağlamak için öğretmenden ayrı bağımsızlıklarını geliştirmeliler.

-Kendi doğrularını oluşturmak için içsel kaynaklarını (inner criteria) geliştirmelidirler.

-Öğrenciler kendilerine güvenerek bağımsız olurlar. Bu nedenle öğretmen onlara sadece öğrenmeleri için ihtiyaç duydukları şeyi vermelidir.

2. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?

Öğretmen bir mühendis veya teknisyendir. Öğrenmeyi sadece öğrenci sağlayabilir. Ama öğretmen, öğrencinin zaten bildiği bilgilere güvenerek gerektiğinde yardım etmeli, öğrencilerin algılarına yoğunlaşmalı, bilgiyi kalıcı kılmak için onlara pratik yaptırmalı ve onların farkında olmalarını sağlamalıdır. Öğretmen öğrencilerin yeni konularla bağlantılı kendi kendilerine öğrenme çabalarına saygı göstermelidir.

Öğrencinin rolü bilgilerini kullanarak yeni bilgilere ulaşmaktır, dili kendi kendine keşfetmelidir. Öğrenmek bizim kendi sorumluluğumuzdur.

Gattegno der ki “Öğretmen öğrenciler üzerine çalışır, öğrenciler ise dil üzerine çalışırlar.

3. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?

Öğrenciler hedef dile sesleri öğrenerek başlarlar. Bunun için ses-renk tabloları kullanılır. Ana dillerinde zaten bildikleri seslerden başlanır ve renkler ile hedef dilin sesleri arasında bağlantı kurulur. Öğretmen, öğrencilerin dikkatini hedef dilin yapılarına yoğunlaştırıcı durumlar yaratır. Bu durumlardan öğrenci anlamlar çıkarır.Bu durumlar çubukların (rods) kullanımı olarak adlandırılabilir. Bir durumda bir yapı öğrenilir. Öğretmenin en az sesli yardımıyla, yapı örneklendirilir. Öğretmen öğrenci hatalarını kullanarak zayıflıkları ve çalışma alanlarını belirler.

Öğrenciler tekrar etmeden bir çok kez pratik yaparlar. Keşfederek ve tercih ederek kendi kendilerine güveni ve hedef dili öğrenirler. Öğrencilere ders hakkındaki fikirleri sorulur.

4. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?

Öğrenci-öğretmen etkileşiminde öğretmen sessizdir. Konuşacağı zamanlarda ise model olmaz, ip uçları verir. Öğrenci-öğrenci etkileşimi ise arzu edilen, cesaret vericidir. Zaten öğretmenin sessiz oluşu bunu sağlar.

5. Dil ve kültür nasıl görülür?

Dil ve kelimeler yapılara ayrılır. Kültür dilden ayrılmaz Her dilin kendine özel nitelikleri vardır.

6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?

Doğru telaffuz üzerine başlanır. İlk olarak dilin melodisi öğretilir. Kesin dil kuralları verilmeden yapılar üzerinde durulur. Kelime bilgisi sınırlıdır.

Sabit, çizgisel, kalıplaşmış öğretim yoktur. Öğretmen öğrencilerin bildiklerinden başlar ve yenilikleri o bilgi üzerine kurar. Öğretim öğrenci ihtiyaçlarına göre değişebilir.

4 yetenek de baştan alınır. Öğrenciler konuştukları şeyi yazmayı ve okumayı aynı anda alırlar.

7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?

Ana dil çeviri amaçlı değil, yardımcı veya ip uçları verici olarak kullanılabilir. Mesela telaffuz benzerliklerinde.. Ayrıca ana dil fikir paylaşımlarında kullanılabilir. Ana dildeki bilinen sesler ile hedef dildeki yeni seslerin öğrenilmesi sağlanabilir.

8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?

Öğretmen test vermez ama öğrencileri her an gözlemleyip değerlendirmektedir. Öğretmenin sesiz oluşu gözlemi ve öğrenci ihtiyaçlarını bulmayı kolaylaştırır. Öğrenip öğrenmedikleri eski konuyu yeni konuya uygularken anlaşılabilir. Öğretmen övgü veya eleştiri yapmaz, öğrenciler kendi değerler sistemini kurmalıdırlar. Öğretmen farklı zamanlarda öğrencilerden gelişim bekler mükemmellik değil.

9. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?

Hatalar doğal ve öğrenimin ayrılmaz parçası olarak görülür. Öğrenciler dili kendileri keşfettiği için hatalar kaçınılmazdır. Öğretmen bu hataları bir sonraki çalışmalar için kullanır.

Öğrenciler kendi-doğrulama sistemlerini kurarlar. Doğrulamaları öğretmen yaparsa bu dili öğrenmek değil ezberlemek olur. Öğrenciler kendilerini dinlemeyi öğrenirler. Son çare olarak öğretmen doğru cevabı verebilir.

TEKNİKLER


Sound-color Chart
Tablolar her biri bir sesi ima eden renk blokları içerir. Bu bloklar daha sonraları yapılar, kelimeler hatta cümleler için kullanılabilir. Böylelikle öğretmen kelimenin parçalarını tanıtır. Bu işlem tekrarlamayı engeller. Ayrıca renk blokları öğrencinin dikkatini öğretmenden çok seslere çeker. Hedef dildeki bütün sesleri gösteren renkler yardımıyla öğrenciler neyi öğrendiklerini ve neye ihtiyaç duyduklarını anlayabilir.

Peer Correction
Öğrencilerin birbirine yardım etmesi grup çalışmasını ve destek sağlar ama yarışma ortamı yaratılmasına izin verilmemelidir.

Rods
Çubuklar somut örneklerle çalışma olanağı sağlar. Dil böylelikle anlama bağlanır. Başlangıçta renkler ve sayılar için kullanılabilir. Daha sonra daha karmaşık yapılar, bağlaçlar için kullanılabilirler.

Çubuklar daha birçok yerde kullanılabilir. Diğer nesneleri ima eder anlamda da kullanılabilirler. Bu öğrencilerin yaratıcıklarına ve hayal güçlerine daha sonra ise hedef dile uygulamaya seslenir.

Self-correction Gestures :

Direct Metod’ta da kendi doğrulama teknikleri vardı. Mesela öğretmen avuç içlerini birbirine dokundurup ayırarak o an üzerinde çalıştıkları sesin uzatılması gerektiğini ima edebilir. Parmaklarını bir kelimenin hatalı kısmını işaret etmekte kullanabilir.

Word Chart

Önce öğretmen sonra öğrenciler kelime panosundan çalıştıkları kelimeleri okuyabilirler. Telaffuz yardımı da ses-renk panosundan alınabilir. Toplam 500 kelime içeren 12 belli kelime panosu vardır. İngilizce kelimelerdeki ana fonksiyonu olanları içerirler. Ayrıca Silent Way yönteminde resim ve kitaplar yardımıyla da çalışılabilir.

Fidel Chards

Öğrencilerin ses telaffuzlarını ayırt etmeleri için kullanılır. Mesela /ey/ sesi faklı kelimeler için ay, ea, ei, eigh gibi seslendirilebilir.

Structured Feedback
Öğrenciler öğrendikleri ve ders hakkında fikir verirler. Öğretmen bunları kendini savunmadan ve tarafsız kabul eder. Ayrıca öğretmen bu fikirlerden bir sonraki dersin planını çıkarır. Öğrenciler kendi öğrenimleri için sorumluluk alırlar.